Osteoporoz (kemik erimesi) oldukça sık görülen bir kemik hastalığıdır. Kemiklerin birim hacimlerindeki mineral yoğunluğunun azalması sonucu zayıf ve kolay kırılır hale gelmesi durumudur. Halk dilinde kemik erimesi olarak da bilinen osteoporoz, vücuttaki bütün kemikleri etkilese de en çok omur, kalça ve bilek kemiklerini etkiler. Bir iskelet sistemi hastalığı olan osteoporoz, 45 yaş üzerinde görülmeye başlar; kadınları erkeklerden çok daha fazla etkiler. Osteoporoz sonucu oluşan kırıklar ve buna bağlı sakatlıklar bu hastalığı ciddi bir halk sağlığı sorunu haline getirmektedir. Yaşlı nüfusun artması ile birlikte osteoporoz önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Osteoporozda kemiğin darbelere olan karşı direnci azalır. Yani basit düşme çarpmalarla kırıklar meydana gelebilir. Kemik erimesine maruz kalmamak için erken yaşlardan itibaren yeterince kalsiyum alınmalı ve koruyucu önlemlere dikkat edilmesi gerekir.

Osteoporoz nedir? Osteoporoz, kemiklerin zayıflamasına ve kırılmalara neden olan yaygın bir kemik hastalığıdır. Osteoporozlu insanlar kalça ve omurga kemiklerinde kırılma riskine sahiptir, bu kişilerde ileri yaşla birlikte düşük kemik kitlesine bağlı kırılma riski artar. Osteoporoz her yaşta ortaya çıkabilir ama yaşlı kadınlarda daha sıkk görülür. Pek çok risk faktörü bu hastalığa neden olabilir. Örneğin menopoz kadınlarda, düşük testosteron seviyeleri ise erkeklerde osteoporoza neden olabilir. Bunun yanında sigara kullanımı, düşük kalsiyum ve D vitamini alımı da osteoporoz gelişmesinde bir risk faktörüdür.

Zamanında tanı koyulabilmesi için 65 yaş üzeri kadınların ve 70 yaş üzeri erkeklerin kemik yoğunluk ölçümü yaptırması gerekmektedir. Bu, kısa süreli ağrısız ve yan etkisi olmayan bir ölçümdür. Ayrıca kan ve idrar tahlilleri de tanı koyulmasını kolaylaştırır.

Bunun dışında;

  • Hafif bir darbeyle kemik kırığı yaşayanlar,
  • Kortizon tedavisi görenler
  • Tiroid, romatizma ya da emilim bozukluğu gibi hastalığı bulunanlar
  • Sırt ve bel omurlarında deformasyon görülenlere de kemik yoğunluk ölçümü yaptırmaları önerilmektedir.

Hormon replasman tedavisi geçmiş yıllarda menopoz dışında osteoporoz tedavisinde de kullanılırken, günümüzde artık pek tercih edilmemektedir. Tedavide öncelikle kırıkların önlenmesi gerekiyor. Bunun için de düşmelerin önlenmesi için gerekli önlemlerin alınması, kemiklerdeki mineral yoğunluğunun korunması ve arttırılması ve düzenli aralıklarla egzersiz yapılması son derece önemli.

Bunların yanında kalsiyum ve D vitamini takviyesi de tedavide önemli rol oynuyor. Bu hastalığa neden olan yaş, ırk, genetik yapı gibi değiştirilemeyecek risk faktörleri vardır. Fakat çocukluk çağından itibaren yeterli kalsiyum alımı, doğru beslenme, sigaradan ve alkolden uzak bir yaşam ve düzenli egzersizle risk faktörleri azaltılabilir.

Kemik erimesi (Osteoporoz) belirtileri

  • Sırt ağrısı (Omurga kemiklerinde kemik erimesinin ilerlemesi nedeniyle gelişir.)
  • Bel ve boyun ağrısı
  • Boy kısalması
  • Öne eğik ve kambur vücut şekli
  • El bileği, kalça ve omurga gibi kemiklerde kırıklar. İleri derecede kemik erimesi durumunda basit kazalar bile kırıklara neden olabilir
  • İleri dönemde yaygın kemik ağrıları ve kemiklerde hassasiyet meydana gelebilir
  • Omurga ve diğer kemiklerdeki kırıklara bağlı vücutta şekil bozuklukları
  • Ağrı ve kırıklardan dolayı hasta giderek hareketsizleşir

Kemik erimesi (Osteoporoz) için risk faktörleri nelerdir?

Öncelikle şunu söylemek gerekir, hepimizde yaşla birlikte osteoporoz meydana gelmektedir. Bazı risk faktörleri osteoporozun ciddi hale gelmesine neden olmaktadır. Bu risk faktörlerinin bir kısmı değiştirme imkânımızın olmadığı yaş, ırk ve genetik yapı gibi faktörlerdir.  Bir kısmı ise değiştirilebilir beslenme tarzı, hareketsiz yaşam ve sigara gibi faktörlerdir. Çocukluk döneminde yeterli kalsiyum alımı büyüme ve gelişme döneminde sağlıklı kemik gelişimi açısından önemlidir.

İleri yaşlarda da kemik kitlesinin korunması açısından da büyük öneme sahiptir. Yetersiz miktarda alınan çeşitli vitamin ve mineraller (kalsiyum, magnezyum, çinko, bakır, florid, vitamin C-K-A) veya aşırı miktarda tüketilen protein, sodyum, kafein, alkol, sigara gibi maddeler osteoporozun gelişimini hızlandırmaktadırlar. Düzenli yapılan egzersizler (yürüyüş, hafif ağırlıklar ile kol kemiklerinin güçlendirilmesi)  osteoporozu engellemektedir.

Kemik erimesi (Osteoporoz) tanısı nasıl konulmaktadır?

Osteoporoz tanısı kemik mineral yoğunluğu ölçüm cihazı ile yapılır. Kısa süren ağrısız bir ölçümdür. Kemik mineral yoğunluğu sonucunda normal kemik, düşük kemik yoğunluğu (osteopeni) ve osteoporoz tanıları konulabilir. Kemik mineral yoğunluğu ne kadar düşükse kırık riskinin o kadar yüksek olduğu kabul edilir.

Kemik erimesinden (Osteoporoz) korunma yolları nelerdir?

Osteoporozdan korunma çocukluk yıllarında başlar ve ömür boyu devam eder. Korunma; yeterli düzeyde kalsiyum alımı, düzenli egzersiz, kadınlarda yeterli östrojen hormonu ve erkeklerde ise yeterli testosteron hormon düzeylerinin sağlanmasını kapsar. Çocukluk ve gençlik dönemlerinde güçlü kemiklerin oluşturulması, ileri yaşlarda osteoporoz gelişiminden korunmak için önemlidir. Düzenli fiziksel aktivite, örneğin yürüyüş kemik kuvvetini arttırmada gereklidir.

Kemik erimesini engellemek mümkün müdür?

Kadınlarda daha fazla olmak üzere kırklı yaşlardan itibaren kemik kaybı başlar. Kronik hastalığı olan, kemik kaybını arttırıcı ilaç kullanan veya diğer risk faktörlerine sahip kişilerde daha erken yaşlarda başlayabilir ve hızlı seyredebilir. Menopoz sonrası ilk birkaç yıl kaybın en fazla olduğu yıllardır. Kırk-kırkbeş yaşını geçmiş kişiler için kalsiyum (1200mg/gün) ve D vitamini (400–800 IU/gün) günlük alımı büyük önem taşır. Ayrıca fiziksel olarak aktif kalma, kasların kuvvetli tutulması, eklemlerin esnekliği kemik kuvveti açısından önemlidir.

Gıda ile alınabilen kalsiyum ve D vitamini kaynakları nelerdir?

Süt ürünlerinin yanı sıra yeşil yapraklı sebzelerde de kalsiyum bulunmaktadır. Günlük ihtiyaç için önerilen; 1 bardak süt, 1 kase yoğurt, 1 dilim peynir ve bir tabak yeşil yapraklı sebzedir. Bazı yiyecekler kalsiyum ile etkileşerek vücuttan emilimini azaltabilirler. Yüksek miktarda oksalat (ıspanak, pancar gibi) ve fitat (bakla, bazı fasulye ve tahıllar) içeren besinler aynı anda alındığında kalsiyum emilimini bozarlar.

D vitamini normal gün ışığına maruz kalma sonucu deride sentezlenir. Günde 15 dakika sadece yüz bölgesinin bile güneş ışığına maruz kalması vücudun yeterli D vitamini oluşturma ve depolaması için yeterlidir. Deride D vitamini yapımı yaşla birlikte azalır.

Kimlerde ilaç tedavisi gereklidir ve hangi tedavileri içerir?

Kemik erime testinde belli değerlerin altında kemik erimesi çıkanlara günlük kalsiyum ve D vitamini takviyesi ile birlikte alınan kalsiyumun kemikte kalmasını sağlayacak kemik erimesi ilaçları başlanır. Kemik erimesi ilaçları erimenin bölgesine göre kullanılabilir.

Omurga kemik erimesi-kırığı olan kişilerde kullanılan ilaçlarla kalça kemiği erimesi-kırığı olanlarda kullanılan ilaçlar farklıdır. Yine benzer şekilde günlük, haftalık, aylık ve hatta yılda bir defa yapılan kemik erimesi ilaçları da vardır. Son olarak hareket hayattır, hayat harekettir felsefesine uyulunca pek çok problem çözülebildiği gibi osteoporoz gelişmesini engelleyecek altın anahtarlar yeterli kalsiyum alımı ile birlikte harekettir. Menopoz sonrası yılda 1 defa kemik erimesi ölçümü yapılmalıdır.

Kemik erimesi hastalığını önlemek için nasıl bir beslenme programı gereklidir?

Öncelikle günlük yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı gereklidir. Kalsiyum sadece süt ürünlerinde değil yeşil yapraklı sebzelerde de bulunmaktadır. Günlük ihtiyaç için önerilen; 1 bardak süt, 1 kase yoğurt, 1 dilim peynir ve bir tabak yeşil yapraklı sebzedir. Dikkat edilmesi gereken husus bazı yiyeceklerin kalsiyum ile etkileşerek vücuttan alınan kalsiyumun emilimini azaltabileceğidir. Yüksek miktarda oksalat (ıspanak, pancar gibi) ve fitat (bakla, bazı fasulye ve tahıllar) içeren besinler aynı anda alındığında kalsiyum emilimini bozarlar. D vitamini normal gün ışığına maruz kalma sonucu deride üretilir.

Günde 15 dakika sadece yüz bölgesinin bile güneş ışığına maruz kalması, vücudun yeterli D vitamini oluşturma ve depolaması için yeterlidir. Bununla birlikte deri tarafından D vitamini yapımı yaşla birlikte azalır. Bu nedenle D vitamininden zengin olduğu bilinen balık, yumurta sarısı gibi gıdaların tüketiminin düzenli yapılması gereklidir.

Genelde yaşlılar süt içerler. Bunun gibi tüyolarınız var mı kemik erimesi hastalığı olan kişilere? Nelere dikkat etsinler?

Açıkçası yaşlılar süt içerlerse iyi olur ancak günlük hayatta bunun örneklerini çok sık görmüyoruz. Mide problemleri, çocukluk yaşlarından gelen alışkanlıkların olmaması günlük süt ve yoğurt tüketiminin düzenli yapılmasını engellemektedir. Yukarıda bahsettiğim konulara dikkat edilecek olursa, yani günlük kalsiyum ve D vitamini alımı yeterli yapılacak olursa ileri yaşlarda osteoporoz gelişiminin önüne geçilmiş olur. Diğer dikkat edilmesi gereken konu ise osteoporozu arttırabilen tiroid, şeker gibi metabolizma hastalıklarının kontrol altında olmasının gerekliliğidir.

Türkiye’de sık görülüyor mu? Artıyor mu? En çok kadınlarda mı erkeklerde mi görülüyor? Bu hastalığın Türkiye profilini çizebilir misiniz?

Osteoporoz oldukça sık olarak karşılaşılan bir kemik hastalığıdır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşam süresinin uzaması ile önemli bir problem haline gelmiştir. Ülkemizde daha önceleri çok konuşulmayan kemik erimesi-osteoporoz son yıllarda belirgin olarak bilinmeye ve tedavi edilmeye başlanmıştır.

Giderek artıyor mu sorusunun cevabı ortalama yaşam süresiyle ilgilidir. Ülkemizde ortalama ömür arttıkça osteoporoz görülme ihtimali de artmaktadır. En çok kadınlarda ve özellikle menopoz sonrası görülmektedir. Yağ dokusu çok olan kadınlarda daha az görülmektedir. Bu nedenle bölgesine göre çok değişiklik gösteren bir Türkiye profili çizilebilir. Yine eşlik eden hastalıklar, sigara-alkol kullanımı, süt ürünlerinin tüketim alışkanlığının çok farklılık göstermesi nedeniyle çok farklı profiller çıkartılabilir.

Gelen hastalarınız en çok nasıl şikayetlerde bulunuyorlar? Ne diyorlar? Nasıl anlatıyorlar hastalığı?

Osteoporozu sinsi bir hastalık olarak söylemek daha doğru olacaktır. Tam olarak belirti vermesi bazen bir omurga veya kalça kırığı ile başlayabiliyor. Çoğunlukla başka bir nedenle fizik tedavi, kadın-doğum, ortopedi-travmatoloji veya endokrinoloji doktorlarına gelen hasta, doktor tarafından uyarılarak kemik erime testine yönlendiriliyor. Test sonrasında belli bir oranda erime çıkarsa hasta takip ve tedaviye alınıyor.

Mesleki bir ayrımı var mı hastalığın görülmesinin? Çok çalışanlar, yöneticiler, iş adamlarında daha çok ya da ağır işleri yapanlarda daha çok görülüyor diyebiliyor muyuz?

Belirgin bir meslek ayrımı tanımlanmamakla birlikte, meslek gruplarından ziyade genel olarak yaşam tarzı osteoporozun gelişmesinde belirleyici faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşam tarzına ilave olarak genetik miras inkar edilemez bir gerçektir. Sigara-alkol tüketimi, hareketsiz hayat tarzı ve özellikle çocukluk döneminde yeterli kalsiyum alımının olmaması, erken menopoz hastalığın görülmesini etkileyen esas faktörlerdir.

Çalışma konusuna gelince tespit edilmiş kesin bir faktör olarak yoğun çalışma söylenemez. Aksine osteoporozlu hastalarda yürüme ve bir miktar hafif ağırlıklarla egzersizler önerilmektedir. Kemiğin çok kullanımı erimeye neden olur gibi bir bilgi yok.

Kemik erimesine ne yol açıyor? Vaka sayısı artıyor mu ? Artışa ne yol açıyor? Rakamlar var mı?

Esas neden hep aynı kalsak bu dünyadan hiç ayrılma isteğimiz olmazdı olarak söylenebilir. Hepimiz yıllar içinde yıpranıyoruz ve kemik erimesini de bunun bir parçası olarak düşünmeliyiz. Daha önce söylediğim gibi ortalama yaşam süresi  arttıkça osteoporoz görülme oranı artmaktadır. Hedefimiz osteoporoz oluşmadan tedbirler almak olmalıdır. Türkiye’de yapılan çalışmalarda 50 yaş üzeri kişilerin yarısında kemik erimesi başlangıcı ve ¼’ünde ise kemik erimesi tespit edilmiştir. Ostoeoporoza bağlı kalça kırığı oranları yıllar içinde artmıştır ve kentlerde daha çok kalça kırığı vakası görülmektedir.

Örneğin Avrupa’da durum nasıl? Türkiye’de Avrupa’ya göre daha mı az/çok görülüyor?

Avrupa ile karşılaştırıldığında henüz uzun dönemli, yeterli verilerimizin olmaması karşılaştırmayı doğru olarak yapmayı engellemektedir. Bununla birlikte ülkelere göre 10 yıllık kalça kırığı geçirme ihtimalinde Türkiye henüz alt sıralarda gözükmektedir. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran daha yüksektir. Osteoporozu bir gelişmişlik örneği olarak sunabiliriz. Ortalama yaşam süresinin artması, tedavi edilmeyen kemiklerin basit düşme-çarpmalarla kırılacak kadar erimesine neden olmaktadır.

Kemik erimesi olan kişilerde kas/vücut kitle endeksi değerleri değişiyor mu? Kas yapısı zayıflıyor demek mi kemik erimesi olması? Kemik-kas yapısı ilişkisi nedir?

Kemik-kas veya vücut kitle endeksi ile alakalı olarak kemik erimesinde aynı anda kaslarda da erime oluyor diye bir bilgimiz yok. Ancak kaslarını yeterince kullanmayan yani hareketsiz bir hayat tarzı olan kişilerde kemik erimesi kasların erimesine eşlik etmektedir.

Ormumşi kemik erimesini tedavi etmeye destek amaçlı olarak nasıl etki eder ve fayda sağlar?

Ormumşi kemik dokusunda bulunan ilik bağlarını kuvvetlendirerek sağlıklı ilik bağları oluşturur ve  dokunun zayıflamasını engeller aynı zamanda normalde vücut tarafından üretilmesi mümkün olmayan ilik üretimini gerçekleştirir bu özelliğiyle ilaç sanayinin çaresiz kaldığı noktada nefes verici bir müdahale eder.

Kullanım Şekli

Sabahleyin aç karnına 1 su bardağı ılık suyun içerisine 1,5 gram ormumşi eritilerek ve akşamleyin yatmadan önce bir su bardağı ılık suyun içerisine 1,5 gram ormumşi eritilerek yani toplamda günde 3 gram alınarak kullanılır.

10 gün kullanılır, iki gün ara verilir. 50 yaş altı olanlar da 4 ay, 50 yaş üzeri olanlarda ise 8 ay kullanılır  metabolizma hızına göre yaşa göre  bu kullanım süresi değişebilir.

MAĞAZA BÖLÜMÜMÜZÜ ZİYARET EDEBİLİR SİPARİŞ VEREBİLİRSİNİZ.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir